Yurt dışında yaşamak fikri birçok insanın hayali. Kimi bu hayalini gerçekleştirir kimi de cesaret edemez. Cesaret edip hayallerini gerçekleştirenlerin ise zaman zaman karşılaştığı zorluklardan dolayı kendi kendine “acaba doğru mu yaptım?” diye sorduğu çok zaman olmuştur.

Her güzel şeyin bir bedeli olduğu gibi, yurt dışında yaşamanın da birçok zorluğu var. 

Kimi eğitim için,kimi iş için kimi de yeni bir hayat kurmak için tercih eder yurt dışını. Ben İsviçre’ye evlenip gelenlerdenim.  İsviçre’nin bana öğrettiği ve sizin de kendinizi hazırlamanızı tavsiye ettiğim noktaları sizlerle paylaşmak isterim.

1. Aile özlemi hiçbir zaman bitmiyor.

Her ne kadar başka bir ülkeye gitmiş olmanın heyecanı, dikkatinizi dağıtacak birçok yenilik olsa bile, aile özleminiz asla eksilmiyor. Hatta, sanki gün geçtikçe daha da çok artıyor. Sizi kayıtsız şartsız seven ailenin yerini, dünyanın neresine giderseniz gidin kimse dolduramıyor.

Bu yüzden, zaman zaman üstesinden gelmekte güçlük çekeceğiniz özlem duygusuna kendinizi hazırlarsanız iyi olur.

2. Yalnızlık hissi bazen en yakın arkadaşınız oluyor.

Yurt dışında yaşam size kendi kendinizi sevmeyi, kimseye ihtiyaç duymamayı öğretiyor. Bazı zamanlar kalabalık içinde bile kendinizi yalnız hissettiğiniz ve içinize kapandığınız zamanlar olacak. Bu duygunun depresyona dönüşmemesi için size iki tavsiyem olacak;

1.Sizi mutlu edecek şeyler yapın ve kendinizi eskisinden daha çok sevin. 

2.Bu durumu yaşayan sadece siz olmadığınızı düşünün ve sizin durumunuzda olan insanlarla sohbet edin.

3. Kendi mesleğinizi yapmanız hemen mümkün olmuyor.

Eğer yurt dışında yaşamayı düşünüyorsanız ya da başka sebeplerle bir süre ordaysanız hemen kendi mesleğimi yaparım, iş bulurum hayali kurmayın. Bu ilk etapta biraz zor. Bu sebeple kendinizi en azından bir süreliğine çok alakasız alanlarda çalışmaya hazırlarsanız iyi edersiniz. Eğer böyle bir yola baş koymak istiyorsanız, egonuzu bırakmanız gerekecek.

4. Yeniden öğrenci olmaya kendini hazırla!

Her ne kadar üniversite bitirmiş ya da kendi ülkende çok güzel işlerde çalışmış olursan ol, gideceğin ülkede o ülkenin diplomasına sahip değilsen kendini, oradaki işverenlere ispat etmek asla kolay değil. Özgeçmişine bakıldığı zaman ilk dikkat edilecek madde o ülkeye ait bir diplomanın olup olmadığıdır. Dolayısıyla “Ben şu kadar yıl okudum, yılların tecrübesine sahibim!” demek yerine hemen kariyer planını yapıp, kendine en uygun okulu keşfedip eğitim almaya başlamanı tavsiye ederim.

5. Hayatını sıfırdan kurmak zorundasın.

Tamamen hayatını değiştirdiğini unutma. Yıllarını geçirdiğin ülkeni bırakıp başka bir ülkede yaşamaya başlamak, insana yetişkin olarak yeniden dünyaya gelmek gibi bir his veriyor. Daha önce ülkenizde neler başarmışsınız, nasıl biriymişsiniz, kimler sizi tanırmış, çok mu ünlüymüşsünüz vs. bunlar kimsenin umurunda değil! Sizler oradaki başarınızı, insanların size olan güvenini, sempatisini zamanla kazanıyorsunuz. Bazen tanımadığınız ülkede yaşamak size kendinizi onlara ispat etmek zorundaymışsınız hissi verebilir. Ancak siz bu hissin üstesinden ancak kendinizi, yalnızca kendinize ispat etmek istediğiniz zaman gelebilirsiniz. Bu yüzden yapmanız gereken şey gelişimi asla elden bırakmamak olacaktır.

6. Dil farkı zaman zaman çok yorucu olabiliyor.

Kendi dilini konuşmaya alıştığın için yeni bir dil öğrenmek biraz zor olabiliyor. Özellikle benim gibi Türk diliyle ilgili biriyseniz. Tabi ki günlük konuşmaları bir noktadan sonra öğrenmek hızlansa da yapılan esprileri anlamamak ya da seni içlendiren bir derdini başka bir dilde anlatamamak bazen insanı çok yoruyor.

 Bu durum karşısında yapmanız gereken şey zaman zaman zihninizi dinlendirecek meditasyon, kitap okuma, açık havada yürüyüş gibi aktiviteler olacaktır.

7. Mesafeler sizi daha da duygusallaştırıyor.

Artık orada bir hayat kurduğunuz için kafanıza estiği gibi dönmek kolay olmuyor. Gerek İş, gerek eğitim, gerek uçak biletlerinin de çok uygun fiyatlarda olmayışı sizi, aileniz ve sevdiklerinizin yanına hemencecik ulaştıramıyor.

Gittiğiniz yer ile ülkeniz arasında saat farkı  da var ise kendinizi sadece o ülkede değil tüm dünyada yalnız hissedebiliyorsunuz. Dolayısıyla, mesafelerin neden olduğu sonuçlara da kendinizi hazırlamanızı tavsiye ederim.

8. İklim farkı ve etkileri de sizi etkiliyor.

Ben İzmir gibi sıcak bir şehirden İsviçre’ye geldiğim için ilk etapta biraz zorlandım. Siz de sıcak iklimden soğuk iklime geçiyorsanız buna hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim. Soğuk havaya dayanıklı montunuzu, botunuzu, kalın kazaklarınızı ve en önemlisi psikolojinizi buna hazırlayıp öyle yola çıkın. 

Siz de benim gibi kış insanı değilim diyorsanız, imkanınız varsa sıcak iklim ülkelerini tercih etmenizi öneririm. 

9. Türk insanının sıcakkanlılığı diğer insanlar da bulamayacağımızı bilin.

Kendi gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki Türk insanının sıcaklığını, hoşgörüsünü yurt dışında bulmak pek mümkün değil. Özellikle komşuluk ilişkileri yok denecek kadar az. Size çoğunlukla yabancı gözüyle bakıp öyle hissettirirler. 

 Arkadaş olabilirsiniz; bir fincan kahve için bir araya gelmek zor değildir ancak, eğer konu dost olmaya gelirse bu durum biraz daha fazla zaman alıyor diyebilirim.

Gözlemlerime göre, bağlı oldukları grupların çok dışına çıkmadıkları gibi grubun içine de yeni birini dahil etmekte güçlük çekebiliyorlar. Dolayısıyla, bu da sizde zaman zaman yalnızlık hissi yaratabilir. Bu durumda benim size tavsiyem, beklentilerinizi çok yüksek tutmamanız olacaktır.

10. Sabırlı olmaya hazır olun!

Eğer yurt dışında sıfırdan bir hayat kurmaya hazırlanıyorsanız vize işlerimleri için sabırlı olmanızda fayda var. Evrakların arasında kendinizi boğulmuş gibi hissedebilirsiniz. Siz de yarattığı stres işin ayrı boyutu. 

Her ne kadar size birçok olumsuzluktan bahsetsem de bu yolculuğun sizi ne kadar güçlendireceği ve olgunlaştıracağını unutmayın. Ne istediğinizi bilip hayallerinizin peşinden giderseniz mutluluk sizinle olur. 

By admin